MENÜ
Mithat ÖZTÜRK
Mithat ÖZTÜRK
mithatozturk@hataybizimmedya.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 1022 defa okundu.

ASRIN DEPREMİ VE YENİDEN DOĞMAK!

Merhaba sevgili okurlarım; 

Ne yazık ki yurdumuzu yasa boğan, ekonomik ve sosyal yaşamı derinden etkileyen bir deprem haberiyle daha sarsıldık.

Depremden bir ay sonrası bu yazıyı kaleme alırken,kendi kendimi teskin etmeye çalışırken acı yüklü bir hüzün ise içimi yiyip-bitiriyor aslında.

Ama,aması maması yok gayrı tarihe ortak olmak,not düşmek ısteği ağır bastı. 

Evet biliyoruz TÜRKİYE DEPREM ÜLKESİ ve herkesin depremle yaşamasını bilmesi,depremlere karşı hazırlıklı olması gerektigi aşikar. 

Öncelikle isterseniz gelin birlikte Türkiye'nin içinde bulunduğu deprem potansiyelini irdeleyen ve üzucü bazı sonucları doğuran bazı tarihi bilgilere göz atalım. 

Türkiye'nin bulunduğu coğrafya, 1500'lü yıllardan itibaren farklı zamanlarda 7 ve üstü büyüklüğünde 23 depremle sarsıldı. Sismik açıdan oldukça aktif bir ülke olan Türkiye, Avrasya-Arap-Afrika levhası arasında yer alıyor. Türkiye, sınırları içerisinde Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattıyla deprem kuşağında bulunuyor. 

Bu kapsamda Türkiye'de 10 Eylül 1509'da 7,2 büyüklüğünde "Büyük İstanbul Depremi", 23 Şubat 1653'de 7,5 büyüklüğünde "Doğu İzmir Depremi", 17 Ağustos 1668'de 8 büyüklüğünde "Anadolu Depremi", 10 Temmuz 1688'de 7 büyüklüğünde "İzmir Depremi", 3 Nisan 1881'de 7,3 büyüklüğünde "Sakız Adası Depremi" ve 10 Temmuz 1894'te 7 büyüklüğünde "İstanbul Depremi" oldu. Türkiye'de son 100 yılda şiddeti 4.9'un üzerine 128 deprem yaşandı. Depremlerde toplam 83 bin 818 kişi yaşamını yitirdi. 1939 yılında Erzincan'da yaşanan depremde 32 bin 962 kişi yaşamını yitirdi. 1999'da Kocali'nde yaşanan depremde ölü sayısı 17 bin 127 kişiye ulaştı. ...

Ve gelelim 6 ŞUBAT 2023 DEPREMİNE(ASRIN DEPREMİ)

Kahramanmaraş merkezli Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde ki yaşanan 7.8 ,7.4 büyüklüğünde iki depremin yanısıra Adana, Gaziantep, Hatay, Malatya, Kilis, Osmaniye, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman ve Elazığ'da da yıkıcı etkiler doğurdu. 

Ayrıca deprem,Türkiye'de olduğu gibi Suriye,Lübnan, Kıbrıs, Irak, İsrail, Ürdün, İran ve Mısır'ın da yer aldığı geniş bir coğrafyada hissedildi. 

75 saniye kadar süren birinci depremde hasar gören binaların, 25 saniye kadar süren ikinci depremde yıkılmaları ya da hasarlarının artması kendini gösterdi. 

Şimdi hangi birini anlatsam,hangi insanı acıyı yazsam kelimeler kifayetsiz kalır aslında... 

Gece çok şiddetli yağmur ve soğuk ile uyuyorsun... 

Saatler 4.17'yi gösterdiğinde kıyamet mi kopuyor dersin,cehennem mi dersin asrın depremiyle  uyanıyorsun!.. 

Depremin kendi doğallı yanısıra sanki birileri ya da bir ulvî güç başta kadim kent Hatay'ı ve civarı illeri haritadan silmek istercesine,dilercesine salladıkça salladı... 

Bu deprem bildik depremlerden değil...bir siyasinin dediği gibi sır saklar gibiydi... 

Kaçacak yer bulamıyorsun dışarı çıksan seller gibi yağmur ve buz gibi hava,içeride kalsan depremde ölme ihtimalin yüksek... 

Çocukluğun,gençliğin,hayallerin,sevdiklerin,ışığın,dostun,arkadaşın,akraban,komşun,evin-barkın,mahallen bil cümle herşeyin bir anda yok oldu... 

Anlayamazsınız yaşamadan,dilerim yaşamazsınız... İhmalkârlık,tembellik,iş bilmezlik dizboyu...

Deprem bölgesine ancak 2-3 gün sonra gelen eli kolu bağlı diyebileceğimiz alet-edevatsız arama kurtarma gönüllüleri ve basit yardımlar…

Pekâlâ bu sorulara yanıt verecek bir etkili-yetkili bir kişi  var mı? 

"Siz hiç çığlık çığlığa ölümü yaşadınız.mı?

Siz hiç yaşamanın mucize olduğunu düşündünüz mü?

Siz hiç diri diri gömüldünüz mü beton bloklarla?

Siz hiç yanınızda yakınlarınızın ölü bedenleriyle baş başa günlerce nefes almadan kurtarılmayı beklediniz mi? 

Yardımın gelmesinden umudunuzu kesip soğuktan donarak ölümünüzü beklediniz mi hiç? 

Bir şekilde kurtulduktan sonra, ilgisizlik ve terkedilmişlik nedeniyle onlarca kez ölmek istediniz mi?

Siz hiç geriye bakıp yaşadığınız için pişman oldunuz mu?" 

Velhasılı kelâm sonuç...Binlerce ölü,yaralı ve kayıp olan insanlar...

Fiziken yerle bir olan kentler,yaşam alanları... 

Birey olarak çekirdek ailem ile birlikte;kadim kent Hatay ilimizin Defne ilçesinde asrın deprem felaketini iliklerimize kadar yaşadık ve âdeta  ölümün soğuk yüzünü gördük!.. 

Yıkılmayan ancak orta düzeyde hasar gören evimizden çok şükür sağ salim olarak çıktık,çıktık ama; Hayatta kaldığınıza mı sevinirsiniz ya da pişman mı olursunuz? 

Ya da ASRIN DEPREMİ VE YENİDEN DOĞMAK MI dersiniz... 

Umudu hep diri tutmak ümidiyle...

Birkaç not daha... 

Asrın deprem yararlarının sarılmasında rol alan gecikmeli de olsa kamu kurum ve kuruluşlarının yanında önemli bir dayanışma örneği gösteren derneklerin,vakıfların, stk'ların,gönüllü kuruluşların ve kişisel olarak vatandaşlarımızın gösterdiği dayanışma ve birlikteliği alkışlayıp,olumsuz düşünceden tenzih  ediyorum. 

Ediyorum ama depremden bir ay sonrası bu yazıyı yazarken yine çaresizlik,yine yükselen talepler(çadır,temiz içme suyu,hijyen ve daha...) yol alıyor ne yazık ki... 

Yaraların sarılması,KADİM KENTLERİN yeniden inşaası ve tarihi kültürel yapının YAŞATILMASI ise ayrı bir değerlendirme ve yazı konusu olsun...

Sevgi ve dostlukla…

Köşe Yazıları