Ankara'nın Tahran'ı... Tek Ortaklık İsrail Mi?
Bu soruyu sık sık sorgulayan biri olarak, cevabın EVET olduğunu bilerek soruyorum aslında ! Her iki ülkenin de politize edilmiş din üzerinden yönettiği ve şekillendirdiği halkları üzerinden İsrail'i bir çeşit ortak düşman ilan edip, birlikte hareket etmeye yönelik açıklamalar yaptıklarını izlerken, bunun çok da şaşırtıcı bir cevap olmadığını da düşünüyorum !
İran ve İsrail'e yakından baktığımızda, laik yapıda bir müslüman ülke olan Türkiye için hangisinin daha uygun ve doğru bir müttefik olduğu noktasında dursak mı biraz ? Bunu sorarken de, İsrail'e mal taşıdığı iddiasıyla Kızıldeniz'e giren kargo gemilerini hedef alan Husilerin, bir Türk firmasına ait gemiye balistik füze saldırısı düzenlediği haberleri üzerine, Ankara'nın bu eylemi kınadığı bilgisini es geçmeden ama... Husilerin, 2004 yılından beri İran tarafından malî ve askeri destek alan bir terör örgütü olduğunu da hatırlatalım... Tabi, Husilerin anavatanı Yemen'in, mezhepsel anlamda İran-Suudi Arabistan vekalet savaşının bir cephesi olduğunu da...
Aslında Tahran'ın molla rejimi için bu durum sadece Afrika kıtası için geçerli bir strateji değil, ama Gazze merkezli Hamas ve Lübnan merkezli Hizbullah üzerinden de Ortadoğu'da benzer eylemlere imza atıyor, İranlı mollalar ! Tam da bu noktada, 7 Ekim saldırısının mimarı Hamas'ın, Gazze'nin adeta bir açık hava mezarlığına çevrilmesine neden oluşunu izlerken, eleştirmemek mümkün mü ? İran'ın her türlü desteği verdiği Hizbullah'ın, Lübnan topraklarını kullanarak yarattığı çatışma ortamının, ekonomik ve politik çöküş yaşayan ülkeyi getirdiği hali izlerken en çok da !
Ankara'nın, Hamas liderini Türkiye'de ağırlama şeklini de bu resmin orta yerine yerleştirelim...
Hatta Hamas liderinin ölümü sonrası tüm ülkeye dayattığı YAS ilanını da...
Yas tutmak istemeyenlere karşı takındığı sert tavrı da...
Merak ediyorum, Trump sonrası değişen Washington'a Ankara'nın nasıl hazırlandığını !? Hamas'ın önüne serilen kırmızı halıların yerde kalmaya devam edip etmeyeceğini ! O kırmızı halının apar topar yerden kaldırılıp, ilişkilere mesafe konup konmayacağını! Geçmiş örneklerinin oldukça sabit olduğu Trump gerçeğinin Erdoğan'ı bu anlamda durdurup durduramayacağını !
BU FAKİR BU BEDENDE KALDIĞI SÜRECE devam eder mi sahi !?
Konuya dönersek tekrar,
...İran destekli Husilerin bir Türk gemisine saldırması sonrası Dışişlerinin açıklamasını okudum da biraz !
Demiş ki Ankara orada;
"Bir Türk firmasına ait, Panama bandıralı Anadolu S adlı kuru yük gemisine, Yemen açıklarında seyrederken Husiler tarafından düzenlenen füze saldırılarını kınıyoruz... Benzer bir hadisenin tekrar yaşanmamasını teminen, gerekli girişimlerde bulunulmaktadır..."
Kınadık güzel de, kınadıklarımızın İran kaynağına değindik mi? Hani açık açık TAHRAN demiyoruz / diyemiyoruz, tamam da, diplomatik kanallardan mollalara AYAĞINIZI DENK ALIN diyebildik mi ?
Eskiden, Suriye toprakları üzerinden Türkiye'ye terör saldırıları düzenleyen PKK için Şam'a karşı açıklamalar yapılırdı, benzeri Irak için de yaşandı ama, konu İran olduğunda bu tavrımızı nadasa yaratma sebebimizin sadece ortak İsrail düşmanlığı olduğunu söylemek de garip geliyor ! İran gibi bir ülkeyle yola çıkmanın bir hamle olarak masaya konulması da! Laik Atatürk Cumhuriyeti'ni kendi İslamcı devlet sistemi için tehdit olarak gören ve bunu da açık açık göstermekten geri durmayan bir ülkeyle yan yana yürümek de !
Açıkçası, Donald Trump'ın görevi devralmasının ardından Washington'ın değişecek dış politikasının, Türkiye açısından da zorunlu bir güncelleme yaratacağını düşünenlerdenim... Ülke içinde siyaseten, ekonomik başlıklarda, toplumsal temelde ve adaletsiz kalan hukuk bağlamında, ki siyasallaşan yargıyı da unutmadan, yaşanan onca sorun yumağı içinde, ÇATIŞMA ihtimalini ve hatta SAVAŞ olasılığını ülkenin gündemine sokmanın, yakından da uzaktan da sırıtan bir toplum mühendisliği harikası(!) olduğunu da ama...
Bu arada, konuyu sık sık MESCİD-İ AKSA'ya bağlayıp KIBLEMİZ ELDEN GİDİYOR'a bağlayan kesime de şunu soralım... Bugün ana kıble olan KABE'yi tepeden izleyen 5 yıldızlı uluslararası otellerin odalarından İslam'ın bu en kutsal yerine bakıp da her türlü keyfi yapanlar, böylesi bir alanı ticaret merkezine çevirenler, sahi sizi hiç mi rahatsız etmiyor ?
Düşünün, çok düşünün...