MENÜ

KAYMAKAMLIK SÖYLEMİŞ! Peki, ardından ne yapmışız?

Yayınlanma Tarihi : 31.12.2018 00:57 Bu haber 95 defa okundu
Geçenlerde bir habere dair araştırma yaparken, okuduğum bir haberde durdum… Durduğum yer, resmi bir web sitesi, bir kaymakamlık sitesi… Samandağ Kaymakamlığı web sitesinde, ki son gördüğümde ‘kaderine teslim’ halinde tam anlamıyla bir ‘utanç’ noktası halin alan Dor Mabedi için bilgi verilirken, BİR DETAY, kelimelerin arasından fısıldanmış adeta, o yüzden çok da fark edilmemiş galiba ! Habere dair tarih, 15 Aralık 2017 Cuma… Söylenen mi ? Okuyalım mı ? “Dor Mabedi’nin hangi tarihte yapıldığı tam olarak bilinmemekle beraber, I. Antiochus’ un, Mısır’da hüküm süren Ptolemy’nin İskenderiye’de yaptırdığı Sema Tapınağı’na benzer bir tapınağı yaparak, babasının küllerini buraya gömdüğü iddia edilmektedir. Bu anlamda, tapınağın en geç İ.Ö.3. yy’ın ilk yarısında inşa edilmeye başlandığı kabul edilebilir. I.Antiochus, bu tapınağı, bir Nicatoreion tarzında düzenlemekten ziyade, Olimpik tanrıların (Zeus’un) anıldığı bir bina şeklinde yaptı. Seleucia Pieria’da, 1939 yılında yapılan kazı çalışmalarında, Dorik stilde yapılmış tapınağın ölçülerinin 37 x19 metre olduğu, 6×12 sütun sayısı ile yapının peripteros bir plan sergilediği tespit edilmiştir. Bu kazı çalışmalarından sonra, oradan çıkarılan eserler, MAALESEF kazıyı yapan Princeton Üniversitesi tarafından YURTDIŞINA GÖTÜRÜLDÜ. Amacımız, bu güzel tarihi alanın KORUNMASINI SAĞLAMAK.” Korunmasını sağlamak !!! Güzel ifade… Ama boş ! Son gördüğümde, tapınağın devasa taşları üzerinde sprey boyalarla yazılmış yazılar vardı… Etrafa atılmış bira şişeleri de… Yakılmış bir kamp ateşi de… En çok da… Nereye geldiğinizi anlatacak tek bir uyarı ya da bilgilendirme levhası dahi yoktu ! Hatta tek bir güvenlik de… Kendi kendinize soruyorsunuz, ‘NİYE’ diye ! Kendi kendinize soruyorsunuz, ‘SEBEP NE’ diye ! Haklısınız, konu tam olarak bu da değil ! Peki, fark ettiniz mi ? Açıklamadaki detayı en çok da… Hani, ‘korumak’ demeden öncekini… Aslında, ‘15 Aralık 2017 Cuma’ diye işaretlenen bu ‘resmi kurum’ çıkışlı haber BİR SUÇ DUYURUSUDUR… Bir tarihin Anadolu topraklarından kaçırılmasını ‘sıradan bir yitiş hikâyesi’ gibi anlatırken hele ki… Ne denmişti orada ? Bu kazı çalışmalarından sonra, oradan çıkarılan eserler, MAALESEF kazıyı yapan Princeton Üniversitesi tarafından YURTDIŞINA GÖTÜRÜLDÜ. Anadolu’dan kaçırılan tarih ve kültür hazinelerinin son örneği ‘ÇİNGENE KIZI’ mozaiğini izlerken, BİZDE DE VAR MI diye sormuştum sessizce, ki varmış ve o da kelimeler arasında sıkışıp kalmış… Çok fark edilmemiş… Söylene gelmiş, ama üstüne gidilmemiş… Bilinmiş, ama gündeme taşınmamış… Eksildiği bilinse de, hikâyeye sahip çıkılmamış… Eldeki ile idare eder noktada durulmuş, ama ona da sahip çıkılmamış… O yüzden gülümsüyorum, Hatay Turizmi dendiğinde takındığımız ciddiyete en çok da… Kapalı kapılar ardında, dolu salonlarda, alkışlarla birbirimizi onore ettiğimizde hele ki… Ama gerçeğimizde ne zaman dururuz ve ‘BİZDEN GERİYE NE KALDI’ diye ne zaman sorarız, merak ediyorum çokça… Ve benim kadar merak edenler olursa bir gün, sorularımıza CEVAP da buluruz belki ! İşte o zaman PEŞİNE düşeriz… MAALESEF YURTDIŞINA GÖTÜRÜLDÜ demek yerine, yitip gidenlerin envanterini çıkartıp, NE KADAR EKSİLMİŞİZ, onun hesabını yaparız ve PEŞİNE düşeriz ! Sahi, düşer miyiz ? Yoksa, SEN SAĞ BEN SELAMET iyi mi ?
Paylaş Paylaş Paylaş
Etiket :
YORUMLARI GÖR
ÜYE YORUMLARI
Yorum yapabilmek için

Giriş Yap ya da Kayıt Ol