İŞŞİZLİK DEPRESYONA NEDEN OLUYOR
Yayınlanma Tarihi : 09.08.2017 01:59
Bu haber 93 defa okundu
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), depresyonu yaygın bir zihinsel rahatsızlık olarak sınıflandırıyor. Ancak depresyonu ruh halindeki anlık gelgitlerle ya da kısa dönemli duygusal tepkilerle karıştırmamak gerekiyor.
Depresyon, özellikle uzun dönemli ve yüksek yoğunluklu olduğu zaman önemli bir sağlık sorununa dönüşüyor.
Doğru bir depresyon teşhisi ancak konunun uzmanlarınca yapılabilecekken, rahatsızlığın kişi hayatındaki etkileri arasında sürekli devam eden üzüntü hali, normalde zevk alınarak yapılan aktivitelere karşı ilgisizliğin ortaya
çıkması ve gündelik hayat aktivitelerini gerçekleştirirken dahi zorluk çekmek gibi belirtiler sıralanıyor.
Dünya üzerinde depresyon tanısı konmuş kişiler 25 yıl öncesine göre yaklaşık %50 oranla artmış durumda WHO verilerine göre dünya genelinde depresyon ve yoğun endişe sorunu yaşayan nüfusun sayısı 1990’da 416 milyon civarındayken, 2013’de bu sayı 615 milyona kadar yükseldi.
Avrupa Birliği genelinde yapılan çalışmaya göre 18 yaş üzeri yetişkin nüfusun %6,8’inde depresyon belirtilerine rastlanıyor.
Eurostat verileri, Macaristan’ın AB ülkeleri arasında depresyonun en yaygın olduğu ülke olduğunu ortaya koyuyor.
Macaristan nüfusunun %10,3’ünde depresyon belirtileri tespit edilirken,Macaristan’ı Portekiz (%10,1) ve İsveç (%9,2) takip ediyor.
Depresyon belirtilerinin en az olduğu ülkeler ise Çekya (%3,2) ve Slovakya (%3,4).
Türkiye’de depresyon belirtileri gösteren nüfus AB’nin %6,8 oranı ile eşdeğer gözüküyor. Kadınlara, erkeklere oranla daha çok depresyon teşhisi konuyor. Eurostat verileri Avrupa genelinde kadınlarda depresyon belirtilerinin (%7,9), erkeklere kıyasla (%5,5) daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.
Düşük eğitimli nüfusun depresyon belirtileri, yükseköğrenime sahiplerden 2 kat daha fazla Araştırma verileri ilk ve orta öğretim seviyesinde eğitimini tamamlamış nüfusta depresyon belirtileri yüksek öğrenime sahip nüfusa göre yaklaşık iki kat daha fazla olduğunu gösteriyor.
En düşük gelir grubundaki insanlarda depresyon belirtilerinin yaygınlığı ise en yüksek gelir grubundakilere göre 3 kat daha fazla.
İş gücü verimliliğindeki düşüş ve ilave sağlık masraflarının ekonomiye olan etkisinin yıllık 1 trilyon dolar civarında olduğunu hesaplıyor. Diğer bir deyişle depresyonun kişi başına düşen maliyeti yıllık 130 doların üzerinde oluyor.
Bu oran düşük gelirli ülkelerde %1 civarındayken, yüksek gelirli ekonomilerde %5'e kadar yükseliyor.
Depresyonun ekonomiye etkisi yüksek olmakla birlikte depresyon ve stres bozuklukları ile mücadele için yapılan her 1 dolarlık yatırımın insan sağlığı ve verimlilik üzerinde 4 dolarlık pozitif geri dönüşü oluyor...
Etiket :
YORUMLARI GÖR