İsmail Kimyeci ile olmadı…İzzettin Yılmaz’la olsun…
Yayınlanma Tarihi : 26.05.2019 20:10
Bu haber 96 defa okundu
–
Babaanem, bahçedeki asma salıncağın yerini değiştirmişti… Sırf o dal çok yorulduğu için…
–
Diyen ne güzel demiş…
Hayatı da böyle yaşasak ya…
Aynı incelikte adımlasak…
Olmuyor, haklısınız !
Bugün, biraz da buna dair…
O zaman başlayalım…
Bilen bilir… Londra’dan Paris’e, belediyecilik zor iştir… Yoktur öyle, ‘BEN YAPTIM, OLDU’ demek… Yoktur öyle, ‘BEN YAPARIM, SEN DE İZLERSİN’ demek… Yoktur öyle, ‘BEN UYGUN BULDUM, SEN DE ONAYLARSIN’ demek…
Bir kere, sokaktaki adamın kontrolünden kaçamıyorsun… Akıllı bina alt yapıları, ihtiyaçlar doğrultusunda şekillenen inovatif ulaşım sistemleri ve kentsel dönüşüm derken, birçok yeni uygulamaya aynı anda adapte olmak zorunda kalan günümüzün şehirlerinin her geçen gün yükselen ihtiyaçlarını erteleyemiyorsun… En çok da, bir yolu HA BİRE KAZIP kapatamıyorsun ! Peyzajı da salt ÇİÇEK DİKMEK olarak sunamıyorsun !
Haklısınız…
Eyyyyy Avrupa, demekle olmuyor bu işler…
Maalesef, standart algımız, o ‘Eyyyyy Avrupa’dan çooook gerilerde…
En basit örneği mi, hani şu STANDART işinin !
Sabahları, kahve içtiğim bir yer var… Ulus Meydanı’na bakan bir yerde… Ulu Cami’nin hemen yanı başında… Oradayken ne zaman başımı yukarı kaldırıp baksam, tek bir yere takılı kalıyorum… Caminin dış duvarlarının dükkânlara çatı olan kısımlarına… Ciddi rutubetin ve bozulmaların yaşandığı yerlere… Ama bu kısımları düzeltmek yerine, bozuk alanların üzerine koca çerçeveli lambalar yerleştiren yöneticilik algımıza… Bu şekilde, alttaki bozulmuşluğu KAPATMA çabamızın sınıfta kalmışlığına…
Yapan NE düşünmüş bilmiyorum ama…
Ne yapının görseline, ne de eldeki bozulmuşluk dururken BU YAPILIR MI sorusuna uymuş… Alttakini onarmadan, üstüne ekleme yapmaksa, GÜLDÜRMÜŞ !
Haklısınız…
Yapmışız yapmasına da…
OLMAMIŞ…
Yine !
Şimdi gelelim başlık kısmına…
Evet…
Aslında derdimiz, bu kent, Antakya… Yerel yönetimlerin FARKLI siyasi kimliklerinin kendi içindeki kavgaları yüzünden kayıpları her geçen gün artan hani…
Sahi…
Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile Antakya Belediye eski Başkanı İsmail Kimyeci’nin beraber görev yaptıkları süreç için ‘Antakya için kayıp bir dönemdi’ diyenler haksız mı ? Her birinin ayrı bir halay başı çektiği bir kentte yaşarken hele ki… Onları ne yan yana görebildik, ne de bu kent için ORTAK bir projenin mimarlığında yürürken fotoğraflayabildik… Biri, eski Antakya’nın orta yerine beton ve asfalt yollar inşa ederken, diğeri… Ara ara başlatılan restorasyon projelerinin kurdelelerini kesti defalarca…
Peki, eldeki mi ?
Etrafınıza bakın…
Yok, uzaktan değil, yakından bakın…
Her bir ucundan çekiştirilen şehrinize iyi bakın…
İYİ YÖNETİLİYOR MU diye de sorun ama…
Ardından İSTEDİĞİNİZ için kalkın ayağa…
Kayıplar için DUR demek için kalkın…
Önce parçalanıp, içinden bir İLÇE daha çıkartılan, ardından da iki belediyenin hizmet (!) kapışmasına sahne olan Antakya için, YETER deyin… Bu kenti yönetmek için OY almışlara, KADİM KENT hatırlatması yapın…
MEMLEKETİ BEN Mİ KURTARACAĞIM demeyin…
Hala kurtarılabilecek bir kentiniz var, BUNU HATIRLAYIN!
Etiket :
YORUMLARI GÖR