Esnaf sinek avlıyor…
Yayınlanma Tarihi : 02.11.2017 03:15
Bu haber 97 defa okundu
Komik ama, şu an sit-com modeli bir dizinin senaryosu içinde ilerliyor olsaydık, sinekleri ‘belediyelerin’ ÖZENLE beslediğini söylerdim, ki gerçeğimiz de neredeyse buna yakın bir durumda… O kadar çoklar ki ve o kadar ‘her yerdeler’ ki, bu şehrin yeni sahipleri gibiler… Hatta bizden bile daha kalabalıklar… Asi’de başlattıkları hikaye şu an tüm kente mal oldu bile !
O yüzden lafımız belediyelere !
Onların İŞ yapar hallerine !
Besleyip büyüttükleri kirimiz ve çöpümüz için onlara yürekten (!) teşekkür (!) ediyoruz ! Ellerindeki CEZA yetkisini ısrarla kullanmayıp herkesi olabildiğince ÖZGÜR bıraktıkları için ‘onlara ne kadar teşekkür (!) etsek azdır’ diyoruz ! Birbirileri ile didişmekten öte iyi bir şey yapmayanların koca ROMA kentini KOCA bir köy kente dönüştürdüklerini izlerken, NE DESEK AZ diye de ekliyoruz !
Aslında bahse konu sinekler biraz daha büyük olsalar, en cilalısından bir selfie çekip Antakya’yı yöneten iki belediye başkanına göndereceğim, İŞTE BU diye ! Ama onlar da uzak değiller bu yaşadıklarımıza… Kent içinde biraz dolaşsınlar ! Ama öyle kalabalık bir koruma ordusu ile değil ! Vatandaş gibi ! Öyle etraflarında onları pohpohlamaya hazır kalabalıklarla değil, bir başına !
Nerede mi dolaşsınlar ?
Mesela, sabah kahvemi içtiğim, Antakya Saray Caddesi’nin hemen girişindeki bir kafedeyim, oraya beklerim… Rutinimdir, sabahı kahvesiz karşılayamıyorum… Ama masam son zamanlarda oldukça dolu ! Bir fincan kahve ve bir bardak su dışında BAŞKA şeyler de var !
Sivrisinekler !
Her yerdeler…
Esnafın dediği mi ?
BUNU DA YAZIN !
SİNEK AVLIYORUZ, YAZIN !
Ama bu öyle bildik SİNAK AVLAMA muhabbeti değil ! Hatta bu muhabbet öyle keyif veren, gülümseten bir muhabbet de değil ! Bu, ciddi ciddi bir SİNEK AVI… Her yerde olan hani ! Etrafımızda uçuşanlar ! Asi boyunca kaldırımları işgal edenler ! Akşamları, her parlayan sokak lambası ışığında binlercesi ile bir araya gelenler… Yaşamlarımızın neredeyse birer parçası olanlar ! Temizleyemediğimiz kirimiz içinde özenle beslenip büyütülenler !
Bir vatandaş olarak sorsam mı ? Hem İsmail Kimyeci’ye, hani Antakya’yı yöneten isim olarak… Hem de Lütfü Savaş’a, Antakya özelinde duran, ama tüm Hatay’a hitap eden bir isim olarak… Ne zaman son veririz sahi ? Bu ‘özenle besleyip büyütme’ işine ne zaman bir nokta koyarız ? Hiçbir YAZ yaşamadığımız bu kalabalık işgali ne zaman sonlandırırız ?
Siz nasıl bir kent hayal ettiniz bilmiyoruz ama, bizimkisi bu değil, hiç değil…
Hani Ugo Foscolo ‘The Last Letters of Jacopo Ortis’de demiş ya… “Hayal öyle bir dünya yaratıyor, yürek de onunla avunuyor. Bu dünyada hep mutsuzluğa mahkûm olan erdem, bir gün ödüllendirilme umuduyla, varlığını sürdürebilmek için direniyor.”
Bizlerin direnişi de kendi hayallerimizin kenti adına aslında…
Bir zamanların görkemli Roma kenti adına… Topraklarında hala binlerce yılın estetiğini barındıran, ama bir türlü kendini diğerlerine anlatamayan bir kent adına… Kadim denilen topraklarının ana meydanından 3 semavi din sembolünün sessiz–sedasız indirildiği, ama hiç kimsenin sormadığı-sorgulamadığı bir kent adına… Daha fazlasını hak eden, ama BEN YAPTIM-OLDU diyenlerin yanlışlarına ha bire kurban edilen bir kent adına…
Şair der ya…
“Bazen virgülden sonrası gelmez, yutkunur tüm bildiklerini insan…”
Haklı olmasına haklı da, bu kadarı yeter…
Şu ana kadar yutkunduklarımız yeter !
Hele ki bu kente yutturulanlar !
Fazlasıyla yeter !
Niye mi ?
Dediği gibi… “İnsan doğduğu yeri özlemez mi ? Ben özlüyorum… Bazen, en yüksek tepesinden, memleketimin şiir gibi serpilmiş manzarasına sarılmak istiyorum…” Peki, sizler bize nasıl bir manzara veriyorsunuz, farkında mısınız ?
Fark edin !
Etiket :
YORUMLARI GÖR