24’ün öfkeli meydanları…İSTEDİĞİMİZ Mİ ?
Yayınlanma Tarihi : 19.06.2018 21:53
Bu haber 96 defa okundu
Cumhurbaşkanı Adayı, aynı zamanda AKP’nin de Genel Başkanı olan Erdoğan’ın 5 Haziran günü söylediklerini düşünüyorum da… Bunları söyleyen kişinin bu ülkenin hali hazırda Cumhurbaşkanı olduğunu da ama…
Erdoğan’ın hedefinde, HDP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş ve Demirtaş’ı bulunduğu cezaevinde ziyaret eden CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce var…
Söylediği mi ?
“Edirne’deki teröristi ziyaret etmek suretiyle milletin karşısına cumhurbaşkanı adayı olarak çıkanlardan OLMADIK, olmayacağız. Bay Muharrem, ziyarete oradan başlıyor, türbe ziyaret ediyor. Vah zavallı vah… Sen Edirne’deki bu teröristi ziyaret edeceğine, gel milletten HELALLIK al. Oradan icazet almanın bir anlamı yok, sana bir şey de kazandırmaz.”
Garip olan NE, biliyor musunuz ?
24 Haziran noktasında Cumhurbaşkanlığı adaylığı YSK tarafından RESMİ olarak onaylanmış birinden bahsediyoruz… Bugün halen Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Erdoğan tarafından TERÖRİST suçlaması yapılan Selahattin Demirtaş’tan… Öyle ki, devletin televizyonu TRT, TERÖRİST diye suçlanan kişi için Edirne F Tipi Cezaevi’nde “10’ar dakikalık 2 konuşması” bağlamında hazırlık yapıyor…
Anlayacağınız !
Her şey YASAL…
Her şey hukuka uygun…
Peki, suçlama !
O bu sürecin neresinde ?
Sizi bilmem ama, UTANSAK mı ? Demokrasimiz adına UTANSAK mı ? 24 Haziran’ı bu şekilde yaşamaktan UTANSAK mı ? Vatandaşlara seslenme hakkını, cezaevinde kurulacak yayın ekibi ile yapmaya çalışacak bir Cumhurbaşkanı ADAYI noktasında dursak ve UTANSAK mı ?
YSK’nin HDP temsilcisi Mehmet Rüştü Tiryaki demiş ki… “YSK’nin eğilimi, Demirtaş için TRT ekibinin cezaevine gönderilmesi yönünde. Çünkü YSK zorunluluk… TRT çekimleri için Edirne Cezaevi’nde bir çekim yapılmasını bekliyoruz. Başvurumuzu yapacağız. Yasa hükmü çok açık”. YSK’nin AKP temsilcisi Recep Özel ise, “Adalet Bakanlığı ile bir görüşme yapılacak. Demirtaş’ı TRT stüdyosuna getirip öyle de çekebilirler. Cezaevinde stüdyo şartları oluşturulursa ikisi de olabilir” diye eklemiş…
Haklısınız…
Bu, OHAL’in Türkiye’si…
Elde kalan bir demokrasi hikâyesi…
Geçen gün okuduğum bir şey geldi aklıma…
Orada diyor ki…
“Saygı istiyoruz, ama kimseye saygı duymuyoruz… Özgürlük istiyoruz, ama kimsenin özgürlük hakkını tanımıyoruz… Sevilelim istiyoruz, ama çıkarsız sevmeyi beceremiyoruz… Siyahsak, tüm dünyayı bir fırça alıp karaya çalmak, beyazsak da tüm dünyayı bir leğene koyup çitilemek istiyoruz…”
Sahi, konu bu mu ?
Halen aynı yerde saymamızın nedeni bu mu ?
Aslında ne istiyorum, biliyor musunuz ?
Şairin dediği gibi…
–
Kelimelerden cümleler yerine,
Cümlelerden kelimeler seçsin insanlar
Yazdıklarımızdan…
Biz, cümle olalım,
Onlar bizi anlamaya çalışsınlar…
Hece Hece…
Kelime Kelime…
Ve
Kitap dolusu cümlelerce…
–
Yoksa bu gidişle, birbirimizi ÖTEKİ ilan edişlerimizin karmaşasında HUKUK da, ADALET de, UMUT da, bu ülkeye dair HAYALLER de toz olup rüzgara savrulmaya devam edilecek… Ve bizler, savrulan o tozun KENDİMİZ olduğu gerçeğinde uyandığımızda, HER ŞEY İÇİN ÇOK GEÇ olacak !
O yüzden…
Oyum, bu ülkenin ÖTEKİ’lerine, HDP’ye…
Etiket :
YORUMLARI GÖR