Doğu Antakya’nın neredeyse her bir noktasına ‘dikkat, bu yapı tehlike arz etmektedir’ yazılarını asan Antakya Belediyesi, eski denen kentin ÇÖZÜM ve PANSUMAN bekleyen yerlerine ise ASFALT ve BETON yollar yaparken, kiminden alkış aldı, ama çokça susan bir kalabalığın SEYİRCİ etkinliğinde ise yanlışı HİZMET diye sundu…
Tarihler Nisan 2013’ü gösterirken mi ?
Bursa Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde, dönemin Antakya Belediyesi ve başındaki isim, Doç. Dr. Lütfü Savaş, Kırk Asırlık Türk Yurdu Sokağı’nda, bol konfetili ve bol protokollü bir kurdele kesimiyle sağlıklaştırma çalışmalarına start verdi…
Yapılan mikro bazlı kurtarma çalışmalarının, makro temelde çözüm bekleyenlerin beklentilerini doyurmadığını söylesek yanlış olur mu ?
Peki, yapılanlar ne miydi ?
Sizi bilmem ama…
Atılan her adım, kendi kurtarılmış bölgelerini yaratmanın ötesine geçemedi ! Ama kurtarıldığı söylenen bölgeler içinde sıkışanların KURTARILAMADIĞINI söyleyen de, itiraf edebilen de hiç çıkmadı !
Finalimiz mi ?
Olmadı…Yaptık ama, olmadı…Umut ettik ama, hiç olmadı…
Her iki belediye de, şimdilerde, YAPAMADIKLARI noktasında yeni KURTARILMIŞ alanlar yaratma peşinde… Peki, var olan hikâyelerine kaldığı yerden devam anlamına mı geliyor bu, yoksa… Bu defa bir şeyler değişecek mi ?
Hangisi ?
Bir şeyler değişir mi ?
Anlaşılan o ki…
Bir tanesi, eski kentin sokaklarında bir kez daha kurdele kesmiş ve bir kez daha KURTARMA çabası içine girmiş, taş zeminlere ulaşmış, DÜN denen hikâyede durmuş, yeni kelimelerle yepyeni cümleler kurmuş… Diğerine ise… İktidarın gücüyle, Kurtuluş Caddesi’ni KURTARMA hikâyesi teslim edilmiş…
Umut edelim ki…
Bu defa olsun…Bu defa FARKLI olsun…Yeni hikâye, dünü kurtarabilsin