Türkiye yerel seçimlere doğru yol alırken EHDAV( Ehl-i Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı) Genel Başkanı Ali Yeral,yaptığı yazılı açıklamada;bazı siyasi partilerin seçim meydanlarında dini siyasete eden söylemlerini kınayarak Diyanet işleri başkanlığını göreve davet etti.
Yeral,açıklamasına devamla şunları kaydetti:
"Herkes bilirki biz hiç kimsenin siyasi parti veya şahsi tercihinin derdinde değiliz.
Ama son yıllarda Yüce dinimiz ile mukaddesatımızın siyasi çıkarlara alet edilmesi bir yana, yetkililerce adeta ayaklar altına alınması, tüm necip Halkımız gibi bizim de sabrımızı zorlamaktadır.
Öyle ki, mesele partizanlık, yalakalık, kuru bağnazlık ile fanatizmi çoktan aşmış, kutsallarımızla alay ve şirk ile küfür boyutuna varmıştır. Hatta Türk tarihinde böyle bir çirkefliğe ulaşıldığını hiç sanmıyoruz.
Örnek için sadece birkaçını anmakla yetineceğiz;
- "Erdoğan için her gün 2 rekat şükür namazı kılınmalı." AKP İstanbul Milletvekili Oktay Saral
- "Erdoğan bütün yeryüzünün halifesi - hakimidir." Atılgan Bayar
- "Adayımıza verdiğiniz oy mahşerde kurtuluş belgeniz olacaktır." AKP Sivas Milletvekili ve eski M. Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz
- "Türkiye'de ortalama insan ömrünün son 15 yılda 3.3 yıl artmıştır. Bunu AK Parti iktidarı sağladı. Ömrünüzün artmasını istiyorsanız, bir 15 yıl daha iktidarı bize verin, 3,5 sene daha ömrünüz artsın." AKP İzmir Milletvekili Necip Kalkan
- “Oyunuzu bize verirseniz, mahşerde Allah size hiçbir hesap sormayacak.” AKP Şanlıurfa Milletvekili Kasım Gülpınar
- "Erdoğan'a dokunmak bile ibadettir." AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin - "Erdoğan ikinci peygamberdir." AKP Aydın İl Bşk. İsmail Hakkı Eser
- "Erdoğan Allah'ın tüm vasıflarını üstünde toplayan bir liderdir." AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslan...
Nefsani duygularını okşayan ve oylarını arttırmasını amaçlayan bu çirkin ve dini açıdan da bir o kadar sakıncalı sözlere, ilgili siyasilerin suspus olmasını, biz çok büyük bir skandal ve aynı suça ortaklık olarak görüyoruz.
Ama asıl sorun ve bizi daha da üzen, temel görevi her türlü saldırı ve iftiraya karşı İslam dinimiz ile Halkımızın inancını korumak olan Diyanet İşleri Bşk.nın, tüm bu tehlikeli saldırılar karşısında dut yemiş bülbüle dönmesidir…
Biz buradan Sayın Diyanet İşleri Başkanına soruyor ve cevabını merakla bekliyoruz;
- Sn. Hocam, yukarıda bir bölümü yazılan skandal sözlerin, Yüce İslam dinimizdeki yeri ve hükmü nedir?
-Hatem-i Enbiya Hz. Muhammed Mustafa (S.A.A)’den sonra, peygamber gelecek midir, gelmeyecekse böyle bir çirkin iddiada bulunmak ile bu iddia karşısında susmanın İslam dinindeki hükmü nedir?
- Siyasilere dokunmak gerçekten ibadet midir?!
- Her türlü noksanlıktan münezzeh olan ve hiçbir kişi ve şeye benzemeyen Yüce Allah’ın bütün sıfatlarını sıradan, fani ve günahkâr bir beşerin taşıması hangi dinde veya mezhepte vardır?
- Böylesi sapıkça iddialar karşısında hem siyasilerin hem de 4 bakanlık bütçesine sahip sizin Diyanet teşkilatının kılını bile kıpırdatmamasının ve ağzını bile açmamasının, Dinimizce hükmü nedir?!..
Unutulmasın ki, tüm partiler, siyasiler ve kişiler gelip geçici ve fanidir. Ama Yüce dinimiz ilelebet bakidir. Temennimiz; demokratik, temiz ve nezih bir ortamda siyasilerin mukaddesatımızdan ellerini çekerek projelerini anlatması, dinimizin de birkaç oy uğruna alet edilip alay konusu yapılmamasıdır.
Diyanet teşkilatının da derin gafletinden artık uyanıp, siyasetin saray mollalığından çıkması ve İslamiyet ile milletin hizmetine girmesidir.
Yeter artık yazıktır, ayıptır, günahtır,haramdır!.."Dedi.