Türkiye salgında birinci dalgayı henüz atlatamazken yaklaşan Kurban Bayramı kaygıları artırdı.
Bazı bölgeler, vaka sayılarında en yüksek dönemini yaşıyor. Yoğun bakım ve entübe hasta sayısı da yükselişte. Yaz tatiliyle birlikte artan toplumsal hareketliliğe bayram hazırlıkları da eklenince virüsün yayılma riski büyüyor.
Hayvan pazarları ve kurban kesim yerleri en büyük endişe kaynağı.
MKÜ(Mustafa Kemal Üniversitesi) Halk sağlığı uzmanı Prof. Tacettin İnandı, bütün kurallara uyulsa bile salgınla mücadelenin yetersiz olacağını savunuyor:
"Sağlık Bakanlığı şu anki sayıları nasıl görüyor; yeterli mi, uygun mu, kabul mü? Bilmiyoruz. Ama aşağı çekmek istiyorsa ya yeni önlemler alacak ya da alınan önlemlerin uygulanmasını güçlendirecek. ‘Maske takın’ demek yetmeyebilir. Neden takmıyor, onu anlamak lazım. Acaba temin etmek zor mu, pahalı mı, ona verecek parası mı yok, bunları araştırıp ihtiyacı olan herkese maske dağıttıktan sonra denetlemesini yapabilirsin. Geçenlerde bir mahkeme, ‘devlet vatandaşlara maske vermek zorunda’ diye bir karar aldı. Dezenfektan, temizlik malzemeleri için de aynı şey söz konusu."dedi.
Temmuz ve Ağustos aylarını sonbahara hazırlık olarak düşünmek gerektiğini söyleyen Prof. İnandı, iyi bir salgın yönetimi için Sağlık Bakanlığı’nın hedefler koyması gerektiği görüşünde:
"Günlük vaka sayısını 500’ün, hatta 100’ün altına çekmek gibi hedefler koymalı. Böylece hazırlık şansı olur. Topyekûn bir çabaya ihtiyacımız var. Bizim çaba göstermemiz için de bakanlığın hedef koyması, bizden de destek istemesi lazım. Şu anda bir hedef görmüyorum açıkçası."dedi.
Pandeminin uzun sürmesi nedeniyle genel bir kısıtlama getirmenin zor olduğunu kabul eden İnandı;
“Ülke düzeyinde olmasa da bölgelere, illere, ilçelere giriş çıkışların kısıtlanması düşünülmelidir. Kümelenme olan yerlerde karantina dahil olmak üzere katı önlemler getirilmeli" diyor.