6 Şubat depremlerinin en fazla yıkıma neden olduğu Hatay'ın Antakya'sında, yüzlerce yıllık Ulu Cami'den geriye kalan alanda düzenleme çalışmaları devam ederken, önceki gün bölgede görev yapan bir iş makinesinin direksiyonu başında, camiden geriye kalan taşları kepçe eliyle toplayan çocuğu görenler, "Bir şeyler yapıyoruz, ama nasıl yapıyoruz" sorusunu gündeme taşıdı.
6 Şubat depremlerinin tarihe ve kültürel mirasa en fazla zarar verdiği Hatay'in Antakya'sında 752 yıllık Ulu Caminin ayağa kaldırılması için devreye giren Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı ekipler çalışmalarına devam ederken, önceki gün bir vatandaşın kadrajina giren bir görüntü, "pes" dedirtti!
Yaptığı mozaik çalışmaları ve kentin eski Roma dokusuna dair hassasiyetiyle bilinen, Defneli Mozaik Ustası Mehmet Daşkapan, şahitlik ettiği ve fotoğrafladığı görüntü adına yetkilileri göreve çağırırken, şunları söyledi:
"Hatay'ın eski camilerinden birisi olan, 752 yıllık Ulu Cami, bu kentin merkezine hayat veren eserlerden biriydi, ama şu an yok.
Ancak yeniden ayağa kalkması için Bursa Büyükşehir Belediyesi devrede. Durumun hassasiyetinin herkes farkında. Her bir taş, her bir parça özenle toplanmalı ve tekrar bir araya getirilecekleri güne kadar da özenle korunmalı. Alandaki tüm çalışanların da buna uygun davranması şart.
Ancak şahit olduğum şey, beni hem rahatsız etti hem de eldeki kontrolsüzlüğün kimse tarafından fark edilmemesi fazlasıyla korkuttu.
Alandaki taşların toplanması için caminin olduğu yerde çalışan bir iş makinesini izlerken, kepçe yardımıyla toplanan taşları fotoğrafladığım kadrajima 12-13 yaşlarında bir çocuk girdi.
Oradan öylesine geçip giden bir çocuk değil! Benim gibi olan biteni izleyen meraklı bir çocuk hiç değil! Garip ama, o iş makinesinin direksiyonu başındaydı o çocuk ve 752 yıllık Ulu Cami'nin paha biçilmez taşlarını toplamaya çalışan kepçeyi kontrol ediyordu.
Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne mi sormalıyım yoksa Hatay Valiliğine mi, belki de Kültür ve Turizm Bakanligina ya da Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne! Bu duruma izin veren kimler? Böylesi bir hassasiyetin orta yerinde, böylesine büyük bir sorumluluğu bir çocuğa yükleyenler kimler? Herkesin çok dikkatli olması gereken bir zamanda bu durum, normal mi? Kabul edilebilir mi? Konu, sadece tarih ve kültür adına bir skandal değil, iş güvenliği adına da ciddi bir kontrolsüzlük!
Camiyi tekrar ayağa kaldırmak için taahhütte bulunan kardeş kent Bursa'nın Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'in bu konudaki ciddiyetini izleyen biri olarak, konuya müdahil olacaklarını ve buradaki bu kontrolsüzlüğe bir nokta koyacaklarını düşünüyorum.
Bir diğer konu da kentte ki hırsızlar! Bugün bile, sahiplerinin geride bıraktığı evler hırsızlar tarafından talan edilmeye devam ediliyor. Korktuğum bir diğer şey, böylesi değerli yapıların etrafa saçılan ya da bu şekilde kontrolsüz alanlarda çalınmaya gayet müsait halde bırakılan taşları!
Deprem bizi yıkmış olabilir, ama geriye kalan her zerreye gözümüz gibi bakmalıyız. O yüzden de kenti yönetenlere seslenmek istiyorum. Lütfen, ama lütfen uyumayın!"Dedi.
Haber:Tamer Yazar