MENÜ

İKTİDARIN MEDYA ÜZERİNDEKİ BASKILARININ

Yayınlanma Tarihi : 23.10.2016 00:26 Bu haber 73 defa okundu
CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, bir grup milletvekiliyle birlikte TBMM Başkanlığına verdiği önergede medya sektöründeki sorunlara dikkat çekti ve çağdaş demokrasilerin en temel güvencesinin basın özgürlüğü olduğuna vurgu yaptı. Basın özgürlüğünün; halkın bilgi edinme, gerçekleri öğrenme hakkı olduğunu hatırlatan Milletvekili Serkan Topal, Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin Özgürlük İçin Basın raporuna göre, iktidarın medya üzerindeki baskılarının dört yöntemle gerçekleştiğini bildirdi ve: “Birincisi, iktidarın basın kuruluşlarına doğrudan müdahale ederek baskı yapması. İkincisi, Başbakanlık ve bakanlıklar başta olmak üzere RTÜK, Basın İlan Kurumu, Telekomünikasyon İdaresi Başkanlığı gibi “özerk” kamu kurumları ile Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı gibi birçok diğer resmî kurum tarafından baskı yapılması. Üçüncüsü, reklam verenlerin etkilenmesi yoluyla yapılan baskılar. Dördüncüsü ise, muhalif medyanın vergi kontrolü, vergi cezaları, ihalelerden men etme gibi yaptırımlara maruz bırakılmasıdır” görüşüne yer verdi. Baskılar gazetecilik mesleğini işlevsiz bir hâle getirecek Bir ülkede basın ve ifade özgürlüğü yoksa sansür ve otosansürün var olacağından söz eden Milletvekili Serkan Topal,  iktidarların hoşuna gitmeyen yazı ve haberleri yüzünden gazeteci ve yazarların işlerine son verdirilmesi, medya gruplarının dünyada benzeri görülmemiş büyüklükte vergi cezalarıyla sindirilmesi, Basın İlan Kurumu aracılığıyla resmî ilan dağıtımında yapılan bilinçli kayırmalar, başta basın özgürlüğü olmak üzere, gazetecilik mesleğinin tümüne vurulan darbeler olduğuna değindi ve önergede şunlara yer verdi: “Bu baskı ve antidemokratik uygulamaların zamanla basın özgürlüğü ve gazetecilik mesleğini işlevsiz bir hâle getireceği aşikârdır. Gazeteci, basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullanır. Gazeteci, tüm bilgi kaynaklarına serbestçe ulaşma ve kamu yaşamını belirleyen, halkı ilgilendiren tüm olayları izleme, araştırma hakkına sahiptir. Ülkemizde son dönemde farklı meslek grupları üzerinde artan iktidar baskısı, basın ve medya sektöründe de önemli oranda artmış, birçok basın kuruluşu bu baskıdan farklı şekilde nasibini almıştır. Basın ve medya sektörü her geçen tekelleşme yolunda ilerlemekte ve 'havuz' denen, ortak yayın yapan kuruluşlara dönüştürülmektedir. Basındaki tekelleşmeyle ve siyasi iktidarların baskılarıyla giderek büyüyen sendikasızlaştırma hareketi, medya mensuplarının iş güvenceleri olmadan çalışmasına sebep olmaktadır. Ayrıca, medya kuruluşlarının hukuka aykırı olarak taşeron işçi çalıştırdığı ise malumdur. Sosyal güvenlikten yoksun olanların, sansürsüz ve özgür gazetecilik faaliyetleri yürütmeleri mümkün değildir. İktidara yönelik en küçük eleştiri getiren gazeteciler, çeşitli mecralarda iktidara yakın kişilerin hedef göstermesi ile medya gruplarına yapılan baskılar sonucunda işlerinden atılmıştır. Gazetecilik mesleğinin olmazsa olmazı olan 'editöryal bağımsızlık' kavramı yok edilerek gazetelerin siyasi parti bültenine dönüştürülme çabası ise her geçen gün artan diğer bir ayrıntıdır. Ülkemizde işsiz gazeteciler gibi çalışan gazetecilerin de birçok sorunu vardır. Sektörde, maalesef, oldukça fazla sayıda gazetecinin aldıkları ücretlerin tamamının bordroya yansımadığı, bu kişilerin asgari ücretten istihdam edildiği gözlemlenmektedir. Gazetecilerin emekli olurken mağdur olmasına yol açan bu uygulamaya bir an önce son verilmesi gerekmektedir.”Dedi.
Paylaş Paylaş Paylaş
İKTİDARIN MEDYA ÜZERİNDEKİ BASKILARININ
Paylaş Paylaş Paylaş
Etiket :
YORUMLARI GÖR
ÜYE YORUMLARI
Yorum yapabilmek için

Giriş Yap ya da Kayıt Ol