6 Şubat asrın depreminden sonra okullarin zorunlu olarak eğitim- öğretime ara vermesi ve nihayetinde(24 Nisan) okulların tekrar açılması ilgili,Eğitim İş Hatay 1 Nolu Şube Yönetim Kurulu tarafından haber merkezimize açıklama yapıldı.
Sendika şube başkanı Mustafa Günal tarafından yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"Bu güne kadar öğretmenini dinlemeyen ve öğretmenlerin sorunlarına çözüm üretmeyen “milletvekili adayı” Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer Hatay’da 24 Nisan tarihi itibari ile tüm ilçelerde eğitim öğretime başlanacağını duyurdu.
Milli Eğitim Bakanı Özer, daha önce yapılan görüşmelerde, deprem bölgesindeki binaların hasar tespitlerinin Şubat ayı sonuna kadar yapılacağını ve bölge bölge değerlendirmeler yaparak eğitim öğretim faaliyetlerini bir an önce yüz yüze başlatmayı planladıklarını açıklamıştı. Fakat Nisan ayı gelmesine rağmen okulların hasar durumları tam olarak tespit edilmemiş ve kamuoyu ile paylaşılmamıştır.
Okullar pek tabii ki sadece öğrenme yerleri değil, çocuklarımız için sosyalleşmenin, hayata devam etmenin, dışa açılmanın yani aslında iyileşme ve rehabilitasyonun aracıdır.
Afet travmasıyla sarsılan çocuklarımızı böyle bir tedaviden mahrum bırakmamak için onların güvenli ortamlarda eğitimlerine devam etmeleri hayati öneme sahiptir.
Ancak, deprem bölgesinde hala birçok sorunun çözülemediği görülmektedir. Bir çok eğitim emekçisinin evlerinin yıkıldığı, yakınlarını kaybettiği, çocuklarının ve ailelerinin sağlığı için il dışında olduğu bilinmektedir. Çocuklarımızın, eğitim emekçilerinin ve bölgedeki tüm yurttaşların barınma başta olmak üzere öncelikle temel ihtiyaçları ve insani yaşam koşulları tam anlamıyla sağlanmadan, “okulları açıyoruz, herkes okula, herkes görevinin başına” demek mış gibi yapmaktır.
Henüz İl Milli Eğitim Müdürlüğünce ilimizde depremde yitirdiğimiz eğitim emekçilerinin ve öğrencilerin sayısı dahi açıklanamamış iken, depremde evi yıkılan ve oturulamayacak durumda olan eğitim emekçilerinin insani şekilde barınma sorunu çözülmeden, ailelerinin ve çocuklarının mazeretleri dikkate alınmadan göreve zorlanması doğru değildir.
Bu şekilde hem çocuklarımız hem de eğitim çalışanları için sağlıklı bir eğitim süreci sağlanamayacaktır.
Bu süreci hep birlikte atlatabilmek için gönüllülük esasının, yaşanan ağır travmanın sonuçlarının ve mazeretlerin muhakkak dikkate alınması gerekmektedir.
Ayrıca Mayıs ayında yapılacak olan 45 bin öğretmen ataması ne bölgedeki öğretmen açığını ne de Milli Eğitim Bakanlığı’nın faaliyet raporlarında gizleyemediği öğretmen açığını kapatacaktır. Eğitim sisteminin ihtiyacı kadar, öğretmen ataması yapılmak zorundadır. İtibardan değil, eğitimden tasarruf olmaz. Çağdaş bir ülke için en büyük itibar gelişmiş bir eğitim sistemidir.
Eğitim-İş olarak eğitim emekçilerinin haklı taleplerinin ve çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkının gerekliliklerinin sonuna kadar takipçisi olacağız."Dedi.
