Sivil toplum örgütleri yanı sıra vatandaşların gösterdikleri tüm çaba ve mücadeleye rağmen Hatay’ın yüksek tepelerini saran Rüzgâr Enerji Santralleri (RES) durdurulamıyor. Uzmanlar Rüzgâr Enerjisi ile çalışan santrallerin her ne kadar diğer dünya ülkeleri tarafından desteklenen ve tercih edilen bir yöntem olsa da çevreye de pek çok farklı yönden zararı bulunduğu kabul ediliyor. Rüzgâr Santrallerinin çevreye verdikleri zarar yanı sıra insan sağlığı üzerinde de önemli ölçüde sorunlara neden olduğunu söylen uzmanlar, bu yöntemin çok dikkatli ve ciddi bir inceleme sonrasında yaşama geçirilmesini istediler. 80 metreyi bulan kanatlarının insan duyu organlarını olumsuz yönde etkileyerek, uyku bozukluğu başta olmak üzere baş ağrıları, kulak çınlaması, sersemlik, hafıza bozukluğu, baş dönmesi gibi yan etkileri bulunduğunun altı çiziliyor. KAFANIZI NEREYE ÇEVİRİRSENİZ Daha önce ki tarihlerde de defalarca haber konusu yaptığımız Rüzgâr Enerjisi Santrallerinin Samandağ ilçesi ile başlayan Hatay yolculuğunun Belenle devam ettiğini aktaran Hataylılar: “Hatay’ın yüksek tepeleri dört bir koldan RES’lerle çevrildi. Bu aletlerin bulundukları noktada en az 3 kilometreye kadar bitki örtüsüne, hava sirkülasyonuna yanı sıra insan sağlığına zararları bulunuyor” dediler. Anayasa’nın 56. maddesinde ‘Herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğu’ vurgusunun yer aldığını hatırlatan vatandaşlar: “Hali hazırda faaliyette bulunan türbinlerin 1. Derece SİT alanı olan St. Simon Manastırına, Turizme, doğal sera iklimimize, Doğal yaşama, Bitki örtüsüne, insan yerleşimine ve yaşamına büyük zararları olmuştur. Kapasite artışı ile eklenecek türbinlerle bölgede bitki, hayvan katliamı katlanacak, tarım ve turizm imkânsız hale gelecek insan yerleşemez, barınamaz hale gelecektir. Yasal hakkımız olan yargı hakkımızı sonuna kadar kovalayacağız” dediler. Ali Yolcu