Ege bölgesinde 6,6 şiddetinde ki deprem o bölgede yaşayanlar kadar birinci deprem bölgesi olan Hatay’da da yankı buldu. Diğer illerde olduğu gibi Hatay’da da bilindiği üzere depreme karşı alınmış herhangi bir tedbir bulunmuyor. Ne toplanma alanları konusunda bir yeterlilik söz konusu ne de halk bilinçli. Bunlar yetmezmiş gibi bir de Hatay yapı stokunun 3’te 2’sinin depreme karşı dayanıksız olduğu tespiti bulunuyor. Konuya ilişkin görüşlerini açıklayan Mimarlar Odası Hatay Şube Başkanı Mimar Mustafa Özçelik, Hatay’ın depremselliğine dikkat çekti ve olası bir depremde Hatay’da mevcut bina stokunun 3’te 2’sinin riskli binalar kapsamında olduğunu söyledi. 1999 yılından önce yapılan inşa edilen binaların risk kapsamında sayıldığını hatırlatan Mustafa Özçelik: “Buna göre ilimizdeki binaların neredeyse üçte ikisi risk kapsamındadır. Bu sayı ürkütücü bir sayıdır. Derhal önlem alınmalıdır. Olası bir depreme karşı Hatay’da bina stoku hazır değildir” dedi. Hatırlanacağı üzere 2013 yılında Hatay’da görevli iken Hatay’ın bini stokuna yönelik çarpıcı bir açıklamada dönemin Valisi M. Celalettin Lekesiz tarafından gelmişti. O açıklamada Lekesiz, Hatay’ın bina stokunun yüzde 50’sine yakınının depreme karşı dayanıksız olduğunu ifade etmiş ve Vali Lekesiz’in bu açıklaması o dönem Hatay’da ve Hataylılarda büyük yankı uyandırmıştı. YENİ YAPILARIN MİMARİ KİMLİĞİ YOK! Özçelik son olarak yerel yönetimlerin proje aşamalarında Sivil toplum Kuruluşları temsilcileriyle birlikte çalışması gerektiğini savunarak şunları söyledi: “Yeni yapılarımızın bir mimari kimliği yok. Sağlamlıkla beraber estetik binalar yapılabilir. Bu iş, idarecilerin, STK’ların ve meslek odaların işbirliği ile yapılmalı. Antakya Belediyesi Kent Konseyini üç yıl geçmesine rağmen halen kurmadı. Hatay Büyükşehir Belediyesinin Kent Konseyinde bir tane bile TMMOB üyesi oda temsilcisi yok. Bu yanlıştır. Yerel yönetimler toplumun bütün kesimleriyle işbirliği halinde olmalılar” dedi. Ali YOLCU