Hatay Barosu Eski Başkanı Av. Ekrem Dönmez; İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün; "Ses ve görüntü kaydı alınması" konulu genelgesinin iptali için açtığı davayı kazandı.
Bakanlığın itirazı da Danıştay dava idareleri genel kurulunca RET edildi
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün 27/04/2021 tarih ve 2021/19 sayılı "Ses ve görüntü kaydı alınması" konulu Genelgesinin iptali istemiyle dava açan Hatay barosu eski başkanlarından Av. Ekrem Dönmez, davayı kazandı,.
İçişleri Bakanlığı’nın, Av.Ekrem Dönmez’in genelgenin iptalini öngören başvurusunu kabul eden mahkeme kararına karşı Danıştay dava idareleri genel kuruluna açtığı iptal davası da RET edildi
İçişleri Bakanlığı EGM’nin “Ses ve Görüntü kaydı alınması” konulu genelgesinin iptali için Hataylı avukat Ekrem dönmez, 2023’te iptal davası açtı.
Danıştay 10.dairesi de 27 Aralık 2023 tarihli kararıyla genelgede yasaya uyarlılık olmadığı gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı EGM’nin itirazını haklı görmeyerek reddetti ve genelgenin iptali gerektiği belirtildi
İçişleri Bakanlığı EGM bunun üzerine kararı temyiz etti, Bunun üzerine de dosya Danıştay idare dava idareleri kurulu mahkemesine gitti.
13 kişilik hakim heyeti kararında özetle şöyle denildi:
“Anayasa’nın 22. maddesi incelendiğinde; herkesin haberleşme hürriyetine sahip olduğu, haberleşmenin gizliliğinin ise esas olduğu, bu hakkın, madde metninde belirtilen sınırlama sebeplerine bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararıyla veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri uyarınca sınırlandırılabileceğinin görüldüğü, bu kapsamda, söz konusu hakkın belirli hallerde sınırlandırılabileceği, dolayısıyla mutlak bir nitelik taşımadığı açık ise de; Devletin, bu sınırlandırma sebepleri haricinde söz konusu hakkın kullanılmasını sağlama yükümlülüğünün bulunduğunun kabulü gerektiği,
Ayrıca, Anayasa'nın 13. maddesinde, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasa'nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı hükme bağlanmış olup; Anayasa'nın “Temel Haklar ve Ödevler” başlıklı ikinci kısmında düzenlenen haberleşme hürriyeti ile basın hürriyetinin, temel hak ve hürriyet kapsamında olduğunda, dolayısıyla anılan haklara yönelik getirilecek sınırlamaların kanunla yapılması gerektiğinde kuşku bulunmadığı, Öte yandan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yer verilen ve konusu itibarıyla haberleşme hürriyetini de kapsayıcı nitelikte olduğu anlaşılan özel ve aile hayatına saygı hakkı ve ifade özgürlüğüne yönelik ilgili maddeleri incelendiğinde; söz konusu hakların herkes yönünden geçerli olarak kabul edildiği ve bu haklara yönelik sınırlamaların ilgili sınırlama sebeplerine bağlı olarak ancak yasayla öngörülen hallerde yapılabileceğinin anlaşıldığı, Uyuşmazlık konusu Genelge'nin içeriğine yönelik yapılan değerlendirmede; söz konusu Genelge ile getirilen düzenlemelerin temel hak ve hürriyetler içerisinde bulunan haberleşme hürriyeti ile basın hürriyetine yönelik kural ve sınırlamalar getirdiği anlaşılmış olup; bu haliyle yasama organının tasarrufu niteliğindeki kanun yerine yürütme organına dâhil davalı idarece Genelge niteliğinde bir düzenleyici işlem ile adı geçen temel hak ve hürriyetlere yönelik sınırlama getirilmesinde Anayasa'nın 7. ve 13. maddelerine uyarlık bulunmadığı,
Bu itibarla, anılan temel hak ve hürriyetleri, Anayasa'nın 13. maddesinde getirilen hukuki güvencelere ve kanunla sınırlama ilkesine aykırı olacak şekilde düzenleyen dava konusu Genelge'de hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, iptaline karar verilmiştir.”
Danıştay idari dava daireleri kurulu kararında Danıştay tetkik hakimi Muhammed Aktaş’ın ayrıca,Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünüldüğü kaydedilirken,
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı sonuç bölümünde de şöyle denildi.
“Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2.Dava konusu düzenlemenin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 27/12/2023 tarih ve E:2021/6639, K:2023/9037 sayılı kararının ONANMASINA karar verildi."